KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Memleketler arası Alakalar ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de son yıllarda yaptığı askeri, siyasi ve diplomatik hamlelerden hiç memnun kalmayan Yunanistan’da Türkiye karşıtı provoke edici demeç ve kamuoyu algısının arttığını gözlemlemekteyiz. Türk dış siyaseti, oyunu kurallarına göre oynuyor, ne yaptığını çok iyi biliyor” dedi.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Memleketler arası İlgiler Kısmı, Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Memleketler arası Siyaset ve Diplomasi Topluluğu iş birliğiyle ‘Doğu Akdeniz’de Şimdiki Gelişmeler Işığında Türk-Yunan İlişkileri’ konulu konferans gerçekleştirildi. İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak KKTC Cumhurbaşkanlığı Milletlerarası Münasebetler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal katıldı. Türk-Yunan bağlantılarındaki temel iki sorunun, Lozan’a aykırı olarak silahlandırılan Adalar ve KKTC’nin Yunanistan tarafından tanınmamasından kaynaklandığını belirten Prof. Dr. Işıksal, “Yunanistan’ı anlamadan aramızdaki gerginliği anlamamız mümkün değildir. Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını kazandığı 1829’dan sonra megali idea (büyük fikir) siyaseti altında Yunanca konuşan tüm bölgeleri yeni kurulan devlete katma maksadı, Yunan dış siyasetinin bugüne dek süren temel yapı taşlarından biri olmuştur. Yunan devletinin hudutlarının o tarihten sonra neredeyse 4 kat daha genişlemiş olmasına karşın bu fikir hiçbir vakit doyuma ulaşmamıştır. Sonuç olarak Lozan Antlaşması’na aykırı olarak silahlandırılan Yunan adaları, Ege’de aidiyeti aşikâr olmayan lakin Yunanistan tarafından işgal edilen 152 ada, adacık ve kayalık, kara suları 6 mil olmasına karşın milletlerarası hukuka ters olarak 10 mil biçiminde deklare edilen Yunan hava alanı ve Batı Trakya’daki yaşayan soydaşlarımızın her gün maruz kaldığı insan hakları ihlalleri Yunan tarafının saldırgan tutumunu göstermektedir” dedi.
Yunanistan’ın, milletlerarası siyasette yaygaracı dil kullanarak maksadına ulaşmayı denediğinin altını çizen Prof. Dr. Işıksal, “Saldırgan taraf kendileri olmalarına karşın Yunan siyasi kanat Türkiye’yi saldırgan olmakla ve uluslararası hukuka saygı duymamakla suçlarken, medya kanadı Yunanlıların deniz geleneğine sürekli atıflarda bulunarak Ege’nin bir Yunan gölü olduğuna inanmış durumda. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de son yıllarda yaptığı askeri, siyasi ve diplomatik ataklardan hiç mutlu kalmayan Yunanistan’da Türkiye zıddı, provoke edici demeç ve kamuoyu algısının arttığını gözlemlemekteyiz. Lakin Türk dış siyaseti oyunu kurallarına nazaran oynuyor ve ne yaptığını çok güzel biliyor” diye konuştu.Konferans sonrası öğrencilerin sorularını da cevaplayan Prof. Dr. Işıksal, programa katılmaktan onur duyduğunu dile getirerek, “Bu davaya sahip çıkarsak kesinlikle kazanan bizler olacağız zira haklı olan biziz. Burada sizlere büyük misyon düşüyor. Araştırın, kendinizi geliştirin ve bizlere takviye olun. Birlik olursak her zorluğun üstesinden gelebiliriz” dedi.
